...
Bir sopasýný benim tuttuðum pankartýn diðer sopasýndan kavramýþ bitirim kardeþim, Bana bir su alsana lan .. ..
diyor arkadaþýna..
Kaç lira ?
diyor öbürü..
3 lira.. diye araya giriyor sucu çocuk..
Daha arkadaþý cevap bile vermeye fýrsat bulamadan,
Olmaz lan alma o zaman ! diyor bitirim.
Rövanþa gideceðiz daha.. o para birikmez böyle..
...
...



Sene 1984... 1971 olan tevellütüm sonucu, yaþ 13.
Doðuþtan Fenerbahçeli falan deðilim babam Fenerbahçeli olmasýna raðmen.
Ortaokul sýralarýna gelmiþim, herkes öðrenilmiþlik icabý da olsa bir renge gönül vermiþ,
ama ben, kendi tabiatýmdan öðrenmiþliðim icabý, kendi takýmýmý kendim seçme kararý ile tüm maçlarý izlemeye baþlamýþým o dönem.
Sonra bir gün.. (kiminle oynadýðýný hatýrlamam).. Beþiktaþ’ýn bir maçýný seyrediyorum televizyonda.
“Sarý Fýrtýna” derler bir aðabey var.. Maç boyunca gözümü ayýramamýþým.
Spiker diyor ki.. “Metin yine sað kanattan fuleli adýmlarla geliyor..”
..
Hakikaten de fuleli..
adýmlar da , adam da..
Sonra, yine kimdir bilmem rakip takýmýn defans oyuncusu, freni boþalmýþ bir kamyon gibi topla Metin’i birbirine katarak, kendisiyle birlikte taç çizgisinden dýþarýya çýkartýyor.
Kenardaki gazetecilerin üzerine uçarlarken, faulü yapan da, yapýlan da acý içinde yerde kalýyorlar.
O çok sevdiðim aðabeyin artýk yerden kalkamayacaðýna inanýyorum gerçekten bir an.
Ama neden ve nasýl sonra yerden kalkýyor .
Önce kendi ayaðýný kontrol ediyor..
Bir ihtimal geçen sene de giymiþ olduðu þortundan sarkan bacaðýný þöyle kuvvetlice yere vuruyor ..
Kýrýk, çýkýk yok.
Ve.. yaa Allah! o sýra hâlâ yerde yatýyor olan rakip oyuncuya..
Aklýmdan, “ Eyvah.. Allah ne verdiyse giriþecek !! “ diye geçiriyorum.
O aðabey’in yanlýþ bir þey yapýp oyundan atýlmasýndan korkarak izliyorum olanlarý.
..
Metin, kendisine ölümcül faulü yapan oyuncuya eðiliyor..
elini uzatýyor..
yerden kaldýrýyor.. ve “iyi misin” diye soruyor.
Bu sýrada, tüm Beþiktaþ takýmý olay yerine gelmiþ neredeyse.. faulü yapan ve hala sekerek yürümeye çalýþan rakip takým futbolcusuna nasýl olduðunu soruyorlar önce.. Sonra elleriyle iþaret ediyorlar “biraz daha sakin..” diye.
...
...
Ýþte, o gün gördüðüm manzara karþýsýnda, neden sýzladýðýný anlayamadýðým çocuk burnumun direði, þu an yazarken hatýrladýðýmda da hala ayný dost sýzýyla sýzlýyor.
Ve gün o gün ki.. ben o tarihten itibaren Beþiktaþlý oluyorum..
...
...
Sonra?
Sonrasý anlatýlmaz..
Öyle ki.. gün bugün olmuþ, hala anlayamamýþým ‘ben zaten böyle olduðum için mi Beþiktaþ’ý seçmiþim, yoksa Beþiktaþ’ý seçtiðim günden sonra mý böyle olmuþum’.
Hayatým gelmiþ geçmiþ gözlerimin önünden..
harama el uzatmamak için, haksýzlýk yapmamak için, zayýfý ezmemek için verdiklerim.. vazgeçtiklerim.. eksik kaldýklarým olmuþ.
Kendi hayatýmda yaþadýðým ve giderek yozlaþan, giderek çirkinleþen bu sisteme karþý direnç gösterdiðimde önüme dikilen herþey, Beþiktaþ’ýmýn da önüne dikilmiþ.
Ben ve O..
birlikte ne acý sofralarý terketmiþiz,
ne ballý böreklerden olmuþuz,
haksýz rekabet usulleriyle, saklamaya bile gerek duyulmayan aþaðýlýk oyunlarla elimizden alýnan nice kupalar için aðlamýþýz birlikte.
Ama bugüne kadar önümüze ne büyüklükte dikildiyse belalar, biz de belanýn önüne dikilmiþiz ayný büyüklükte.
Beþiktaþ ve ben..Yani biz..
Yozlaþmaya.. insanlýktan uzaklaþmaya.. sürekli kazanma dürtüsüne.. kazananýn tarafýnda olma zihniyetine karþý dururken;
sistem etlerimizi kopartmýþ, yerden yere vurmuþ bizi.
Vurmuþ..
Ama yýkamamýþ da.
Bin kere düþmüþüz, binbir kere kalkmýþýz. Her seferinde daha inançlý, her seferinde daha güçlü..
Kurduðumuz bu görünmez ama kudretli duvar;
nice saraylarýn boyalarý dökülürken,
nice bahçeler betonlara dönüþürken dimdik ayakta kalmýþ hep.
Bu duvar; diðerleri yýkým yýkým yýkýlýp çevreye verdikleri rahatsýzlýk için özür dilemeyi bile gerekli görmezken; yalana dolana, ahlaksýzlýða, haksýz kazanca, ezene karþý aþýlamaz bir barikat gibi saðlam durmuþ..
...
...
Ve þimdi.. bu duvara daha evvel görmediðimiz bir kamyonla bodoslama dalmýþlar.
Kendimizi koruduðumuz bu duvarlarýn içerisine, dýþarýdaki o kirli havayý üflemiþler.
Ve þimdi; içeride haksýz yere yattýðýný açýkça gördüðümüz üç Beþiktaþ evladýnýn aksine, biz..
dýþarýda kendi hapisanelerimizde çekmeye baþlamýþýz kendi cezamýzý.
Zira bu minvalde anlýyoruz ki; bizim hapisanemiz, çevremize örülmüþ dört duvar deðil.. evvelce tüm Beþiktaþlýlar’la birlikte ördüðümüz duvarlarýn yýkýlmasýyla kaldýðýmýz “dýþarýsý” ymýþ aslýnda..
Cebren ve hile ile ;
108 yýldýr çevremizde örülü olan ve bizi bu kirli, ‘baþarýya giden yolda herþey mübahtýr ‘ odaklý futbol anlayýþýndan koruyan duvarlarýn zedelenmesi sonucu dýmdýzlak ortasýnda kaldýðýmýz “diðerlerinin dünyasý”nda, “bir süreliðine de olsa onlarla ayný yerde olmak zorunda býrakýlmak”...
Gerçek hapisane buymuþ aslýnda bizler için.
...
Bu iþlerin profesyoneli olduklarý artýk açýkça gözüken asýl suçlularla birlikte “kurtarýlýyormuþ gibi gösterilmek”..
kendi pisliklerini örtmek hevesinde olanlarýn “zaten hepimiz iþin içindeydik..” söylemleriyle muhatap olmak..
Camiamýzý da bu iþin içine ortak etme sevdasýnda olanlarýn cüretine þahit olmak..
........................Kendi camiamýz içinden de bu acýmasýz eziyete destek verenler olduðunu görmek..
Beþiktaþlý yöneticiler hakkýnda bugüne kadar ortada olan zýrvalardan öte tek kelam delil bulamadýklarý halde sürekli varmýþ gibi gösteren hain, malesef yetkili , etkili ve yeni isimleri tanýmak..
“Varsa yazýn.. varsa gösterin..” diye yalvardýðýmýz halde,
“Yaptýysak, kurtaran þerefsizdir, Sadece gerçekleri söyleyin !..” diye haykýrdýðýmýz halde,
konuþmasý gerekirken SUSANLAR olduðunu görmek. .
Korkaklarýn, (sözde) kahraman maskeleriyle ortalýkta tepiþip durduðunu izlemek..
Ýþte bütün bunlar.. bir Beþiktaþlý’nýn dýþarýdaki kirli havadan zehirlenmesi, nefes alamamasý için yeterli sebeplerdir.
Ve yeni bir sezon baþlarken, bu aðýr tablodan nasýl sýyrýlacaðýmýzý, nasýl eski keyfiyle futbol izleyebileceðimizi bilmiyorum açýkçasý.
Bildiðim ve sonuna kadar inandýðým tek þey var, ..
dün akþam sezonun ilk resmî maçýnda Alania karþýsýnda seyrettiðim Beþiktaþ ve mabedde onlarla tek yürek olan onbinler..
Biraz þaþkýn, futbola biraz kýrgýn, biraz hevesleri kaçmýþ ama, tertemiz ve sýmsýcak duruyorlar hala yerli yerinde.

Bir sopasýný benim tuttuðum pankartýn diðer sopasýndan kavramýþ bitirim kardeþim, Bana bir su alsana lan .. ..
diyor arkadaþýna..
Kaç lira ?
diyor öbürü..
3 lira.. diye araya giriyor sucu çocuk..
Daha arkadaþý cevap bile vermeye fýrsat bulamadan,
Olmaz lan alma o zaman ! diyor bitirim.
Rövanþa gideceðiz daha.. o para birikmez böyle..
Susuz ama.."Sýcak.. temiz" dediðim bu iþte..
Hepsi orada, hepsi yerli yerinde..
...
...
Daha kötü günlerin gelebileceðini öngörmekle, saldýrýlarýn ve haksýzlýklarýn daha fazlalaþacaðýný bilmekle ve asýl savaþýn her gün yeniden baþlayacaðýndan emin olmakla birlikte,
gönülden “Beþiktaþlýyým” diyen her ferde, yeni sezonda da sonuna kadar güveniyorum ve kefilim...
Gazamýz mübarek ola..
Vira bismillah !!



2011-Levent KARAKOÇ